7.12.09

Madame Density' s Saturday Night Stories Vol.2

Öyle oturup elinde kalem, önünde kağıt bekleyince olmuyo arkadaş. Oysa yolda aklımda binlerce fikir vardı ki aynı anda arkamda bir taraftar korkusu, kulağımda telefondan çınlayan annane sesi de vardı. Böylece, binlerce fikri yine birilerinin ‘binlerce çocuğu’ gibi çöpe atmıştım.,

Şu sıralar refleks haline gelmiş -burada ritüel demek daha doğrudur belki- hafta sonu beklentileri, her zamanı geldiğinde bana çocukluğumun doğum günlerini anımsatıyordu artık. O ritüelin yaşanmasına karşı duran her şey garip bi suçluluk duygusu yaratıyordu içimde: günah gibi. Öyle bi ağırlıkla oturdum televizyon karşısına.

Boğazımda oynaşan mikroplar her bölündüklerinde bana babalarını hatırlatıyordu. Sıkıntı barınağı kantin, ‘durdurulmuş ritüelimin’ daha da vahim iç sesler çıkarmasına neden oluyordu. Yolda yürürken sağa sola saçtığım fikirler gibi madara olmadan parmak uçlarıma kadar ulaşabilen dalgalar, duraksız mesaj dalgaları olarak mikroplarımın babasına gidiyordu. Tekil-çoğul tüm zamirler sıkılmakla meşguldü.

Mide kapakçığımı rahatsız eden bu sefer sek sek sekerekten haşerem değil, eksik kalan adam boy cipsin hayaliydi. Reklam arasını değerlendirip, açlıktan bayılmışçasına kağıda çöktüm. Kalemin ispirto kokusu, ritüeli ‘olması gereken haline’ getirmişti nihayet. Kendimi yeni yıla uyuyarak girmiş gibi değil, doğum günümde klozete kusmuş gibi hissediyordum. İki ritüel, iki sabitlenmiş gün, iki hayali faaliyet: hiç yap(a)madığım. Şu son cümleyle, ispirtonun insanı ‘tunakiremitçileştirdiğini’ fark edip ayağa kalkmayı hayal ederken… Ne yaptığımı unutmuşum lan?!

“Uyucam ben” dedi. Saçma sapan yalvardım. Hafta sonunun en azından ‘geç yatma ritüeli’ yerini bulmalıydı. Kırmadı beni. Uykuyla tek alakası rüyada olabilecek ‘sirk’ konusuna girdi aniden. Anlamadım. Sonra patlamış hoparlörden gelen ses de “sirk” deyince… Ulan yine unuttum.Kendimi sahnede mahmuttuncer kadar yalnız buldum.

Yukarıda dolunay görünüyordu. Yalnızca yarınki ödevi bitirme güdüsüyle betimleyebileceği tek şey oydu. Şimdi dipteki kızın betimleme denemeleri, tırmanan özgür adamı anlatıyordu. Hani şey gibi…

Öğh…

Uyudum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder