13.3.11

Ne!

Facebook-Twitter işbirliği sonucu ortaya atılan yepyeni bir facebook kuşu olduğumu farketmiştim ekranın filtreden yoksun ışığından yorulmuş gözlerimi ovuştururken. Allah belamı versin facebookun içine düştüm resmen dedim kendime. Delinmiş kulak zarımdan süzülen bir esinti yüzünden muhtemelen ki bir an benimle konuştuklarını sandım.


"Yeterince vermedik mi?!"


Tüm dikey eklemlerimi hidrolik sistemlerle değiştirerek bir R&B starı olmak geldi aklıma. Rollin' all day kıvamı..


Ne yapsak..

Kaldır k.çını!

Online cesaretim, kiliselere tavan işlemesi yaparken bile ellerim titriyordu. Parmaklarım klavyeye her gittiğinde "Lan bunun sonunda offline bi görüşme bekliyo seni kanlı canlı?" düşüncesi kabuslarıma ana fikir olmaya adaydı. Ama bi yönden bakılınca, online cesaretimden çektiklerim, ele tutulur evrende cesaret edemiyorum diye yıllardır öylece oturmamdandı.

Yürüyemem, ya düşersem diye yıllardır topuklu giymememden.

Bırakamam, ya ortada kalırsam diye bildiğin dört yıllık bölümü dört yılda bitirmemden.

Konuşamam, ya hıçkırık falan tutarsa diye yıllardır laflarımı yutmamdandı.

Gelecekse, ne gelecekse gelsin! Ne güzel demiş.

Bak şimdi.. Madame back in business!