8.3.14

Oh i see.


Yanlış anlaşılmasın, işime gelmediği için anlamıyorum.

Ama hani gırtlağıma kadar çıkıp çıkıp inen kusma hissini bana bir Morgan Freeman anlatsa fena olmaz.
Başlamışken kendi kelimelerinden korkmak nedir mesela o kısmı da bir açabilir.
Hayır, hayır. Morgan Freeman, bana adım adım iğrenme sürecini açıklasın.

Morgan Freeman gelip tüm 'yok o aslında şöyleydi' anlarını açıklasın bana.
Kusmama bir Morgan Freeman çili kalmışken, konuşmayın.

Anlamıyorum.

5.1.14

Lights will guide you... somewhere you don't know.



İlk defa. Yıllardır ilk defa Coldplay dinledim bugün. İstemeden. Çoğu hatam gibi. İstemeden, yanlışlıkla, pişmanlıkla.

İsmini bile unutmuşum kaldı ki tonlar, hisler, sözler, o melodi. Ah o canına kast eden melodi.

Zork ile konuştum bugün. Galiba kimse anlamadı. Güneye git dediğimde gidecek başka birini tanımadım sanırım. Denemeden bilemezsin tabi. Ama gitmezdin.

O basit, o topu topu iki riff. Gözlerimi çıkarın yerinden.

Çünkü ben bir hata yaptım. Hayatımın en büyüğünü.

Diyaframım patlamakta serbesttir. Benliğim olduğu gibi deniz kıyısına atabilir kendini. Engel olamam. Artık olamam.

Ben büyük bir hata yaptım yıllar önce. Hata olduğundan bile emin değilim. Hala canımı yakıyor.

Tears stream down on your face...

Bok öğrenirsin hatalardan. Aklını sikme insanların git uyu artık.

4.1.14

Batı yakasında ne değiştireyim artık?



Bir an vardı. Kaybettik.

Uzun yıllar melankoli ihtiyacımızı karşılaması için, derinlere kaydettik her bir anı.

"Bir an vardı.." demek için "..aya dokunmak üzere olduğum."

Bitiş noktasında, tanrıya kızamamak için. An geldiğinde, yalnızca korkaklığımıza öfkelenebilmek için.

"Bu kaçağı yedeğe almakta haklı aslında.." demek için "..bir şey yapmayacaktı nasılsa."

'Zamanımız gelecek' derken utanmak için kaydettik geri atılan her adımı.

"Yürüyemez insan yakıtı korkuysa.." demek için "..önünde neler vardır oysa."

Bir an vardı. Ama yine de, bir an için vardı.

Yok ettik.