3.1.10

Madame Density's New Year Message For All

Bir sonraki yıla geçiş anında yaptığının, hayatını etkileyebileceği inancına sahip ailelerde büyüdük hepimiz. Yılın her günü orda burada azıtıp hiçte ‘hayatın gidişiyle’ oralı olmazken, tek bir gününde yapacağımızı iki hafta öncesinden harıl harıl planlamamızın sebebidir bu. Bir sonraki günün gayet normal boşluğunu kutlamanın saçmalığı asla akla gelmez. O boş günün tek özelliği zamanın, gayet doğal ilerleyişinin bir ölçütü olmasıdır aslında.

Bazen insan, zaman-mekan-ve diğerleri üçlemesinin ortasında cebelleşirken bulunca kendini, bunları düşünmekten delirdiği söylenenler gelir aklına. “Çok düşünmek delirtir insanı” söylemi de yılın malum günüyle kader arasında alaka kuranlardan çıkmıştır. “Düşünmek insanı var etmez, insanlıktan çıkarır” iddiasıyla Descartes’ a “Ya paranı ya canını” der bu ahmaklar. Düşünmeden bu kanılara varabilmeleri de yeni yılın ilk garipliğidir.

Evet, yeni yıla düşünerek giriyorum. Her yıl yaptığım gibi düşünerek kendimi sarhoş olmaktan alıkoyuyorum. Sabah, gazetelerden öğrendikleri ‘yılbaşı sonrası kürlerini’ uygulamak zorunda kalan güruhtan olmadım, olmam da herhalde. Olamam da. Çünkü her ne kadar garip, saçma, kınanası bulsam da; o ‘yılbaşı anı=kader’ ilişkisini kuranlardan etkilenmiş biriyim ben de. Düşünmek iyidir. Evet, bazen düşünmek insanı delirtir. Ama bazı şeyler ancak böyle kabullenilir.

İyi yıllar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder