1.11.13

Smash!

Kötü anıları travmalar halleder. Zor olan, güzel anıları silmektir. İçine bütün tetikleyicileri sıkıştırıp, kutsal anlamlar yüklediğin kavanozu tuzla buz edebilirsin. Asıl tehlike, özgür bıraktığın sembolik anılardan birinin, bir yüzük olması ihtimalidir. 

Temsil ettiği her şeyi yücelttiğin o yüzük hakkında ne varsa, ya atamayacak kadar sevmiş ya da atmayı unutacak kadar önemsememişsindir.

Buradaki paradoks mu?
Önemsemediğin temsili nesnelerin, o kavanozun içinde işi nedir?

Bilincinin ta gerilerine bastırdığın, kabullenmediğin, unuttuğuna dair kendine masallar uydurduğun tüm gerçekleri yutar, o yüzüğü takar ve yıllarca açmadığın defterlere ilk kelimelerini yapıştırırsın. 
"Benim yüzümden miydi?"

Sevdiklerin -varsa- bu dramatik ve sana göre sembolik hareketlerine akademi ödülü vermez. Onlar için bu bir yardım çağrısıdır. Batırdığın iğneleri içinde zorla tuttuğun, enfeksiyonuyla baş başa bıraktığın bilinçaltının çağrısıdır bu.

Eline öfke kalemini alıp, ikinci kelime dalgasını yaratırsın.
"Dışarıdaki herkese: Bu bir yardım çağrısı değildir!"

Sembolik bir kavanozun kırılması bir trajedidir. Yanına birkaç bardak eklersen, öfke nöbeti olur.

Bir drama kraliçesi olarak, insanların asıl trajediyi görmelerine izin veremezsin. 

Öfke nöbeti tanısı için, bir bardak daha!
Parmağında duran yüzüğün fark edilmemesi için, bir bardak daha!
İnsanları hatırladıklarına odaklanmaktan uzaklaştırıp, unuttuğuna inandırmak için, bir bardak daha!

Zemine yayılmış kırıklar bir yardım çağrısıdır. Parçaları toplayan şüpheli, çağrıya cevap veren kurtarıcı olur.

Sert karakterli bir kontrol manyağı olarak, insanların kontrolü kaybettiğini görmelerine izin veremezsin.

Kurtarıcın olduğunu göstermek için, bir parça daha!
Kontrolünü bir avuç sedatife bırakmamak için, bir parça daha!
Trajedini kendine saklamak için, bir parça daha!

Trajedi, büyük bir gösteridir. Sergilediğin oyunculuk ise, gösteriş.