1.3.15

Tek hücreden bildirim gelmiş

Gidişinde terkediliş hali olmaması güzel olan. Evden ayrıldığımdan beri ikinci güçlü özlem dalgasını yaşamam güzel olan. Tek bir günde bile, içimde bir şeylerin eksik olması, aslında güzel. Üzmüyor bile. Dönmeme korkuna karşı omzuma sürekli dokunan bir el var. Destek olan. Seven. Gerçekten seven.

Kafamın halini sormana gerek bile yok. Bildiğinden eminim. Bunu da senden öğrendim. Senden ne çok şey öğrendim. Sakin oldum, gerçekçi oldum, hayalperest oldum, daha duygusal oldum, anlayışlı oldum, daha insan oldum. Daha iyi insan oldum.

Kendim de yapabilirdim bunu ne var? Böyle daha güzel oldu. Hayvanları parmak boyasıyla öğrenir gibi oldu. Harfleri makarna resimleriyle öğrenir gibi, farkına bile varmadım.

Yalnızca evrimini önemseyen ama evrimin ne olduğunu bilmeyen tek bir hücreydim ben. Sonra ben oldum, sonra iyi insan oldum galiba. Belki de olmuşumdur. Ben öyle hissettim. Sonra kendimi övdüm, çok övmüşüm.

Küçükken bizimkiler kardeşime kızdığım zaman bana kızardı. İkinciliğe düşmüş olmanın üzüntüsünü, oyuncak bir köpeğim vardı, ancak onunla paylaşabilirdim. Sonra büyüdüm, sarılamadım artık, onu da kardeşlerime bıraktım.

Ana haber hüzün kuşağını geçersek, ayıp olmazsa, o sarıldığım oyuncağın verdiği tüm sakinliği verdin bana. Paylaştın, anladın, konuştun, sevdin.

Ama nasıl sevdin. Gerçekliğimi şaşırıyorum. Gerçeğin evimde son içtiğim çay olmasından korkuyorum.

Sonra sarılıyorsun ama. Nasıl sarılıyorsun. Korur gibi, bırakmayacak gibi,

Radiohead gibi hissediyorum.